nakil var diye biliyorum. geçenlerde iptal ettirdiğimde taşıyabiliriz dediler.

Sanırım oluyor çünkü aynı durumdayken kapattırdığımda nakil yaptırmayı niye düşünmediğimi sormuşlardı. Ben yaptırmamıştım.

Nakil olduğunu biliyorum ama taahhüdlü olduğu için sorun yaparlarmı , mesela taşımıyoruz kardeşim sen bu adrese-bu telefon numarasına göre taahhüt vermişsin..taşınman bizi ilgilendirmez , istersen yeni abone ol.... ikisinide paşa paşa ödersin diyebilirlermi? o kadar çakal değillerdir değilmi ?

Sanmam çünkü o paraları ödemeyeyim diye nakil yapmayı teklif etmişlerdi.

geçen hafta yaptırdım ben. oluyor.

vize aldığınız ülkeye göre değişse de her gün için rezervasyon göstermeniz iyi olur. hollanda istedi benden mesela.

başkası sizin yerinize başvurabilir yine hollanda için. diğerlerinde de öyledir heralde.

çok sapıtmayın son gün. uçakla dönüyorsanız ceplerinizi falan kontrol edin. öyle sıkı kontrol yok ama sakata gelmeyin.

valla ben yunanistandan vize alırken 3 günlük rezervasyon gösterdim sözünü bile etmediler.

torrentten indirdiğin dosyayı silme bırak kuyrukta kalsın seed etsin

bi şey indirmeyin upload yapın. sizde olan torrentleri yeniden açın.

fake upload yap.

ya hep seed'de kalacak ya da fake basıcan.

(bkz: ratiomaster)

fakeupload yapma banlanırsın. indirdiğin dosyaları silme bırak kalsın upload yapsın.

peki beyler ratiomaster kullanırsam anlaşılmaz değilmi site yönetimi tarafından?

üyesi olduğun trackerdaki bir dosyanın aynısını public trackerdan indir. sonra üye olduğun sitede upload yap ratio kas.

düzgün ayarlama yaparsan anlaşılmaz. hangi siteye fake upload yapacaksın?

bittürk'e hiç fake yapmadım ama program olarak "mratio 3,5"u öneririm. ratiomaster'da memory reader denen bi nane var. Onla uğraşma ilk seferinde.

mRatio çok basit bir program "beginner interface"si var. Adım adım anlatıyor ne yapacağını.

Bir de fake upload yapacağın torrenti leecher sayısı en yükseklerden seç.

1 hafta sonra torrent davetiyeleri ararken görürüz artık seni :)

korkma torrentleech'te 500 gb uploadum var fake. bir şey olmaz.

hogwarts savasında öptü, ama tam ne zaman hatırlamıyorum

daha öpmedi, yeni filmde vardır sanırım

edit: hatta hogwarts'taki savaş esnasında, horcruxlardan birini yok etmeye çalışırken ron parlak bi fikir sunuyodu, o vesileyle öpüşme oluyordu diye hatırlıyorum.

allah allah. panpalar ben kitapları okumadım filmlerden takip ediyorum. bana bölümün ismini bi söyleyiverin. horcuk morcuk bilmem ben.

yanlış hatırlamışım ben, ev cinlerini kurtarmalıyız dediği için öpmüş hermione. şunu bulabildim gugıldan

---spoiler---


"Bir saniye bekle" dedi Ron aniden"birini unuttuk"
"Kim" diye sordu Hermione.
"Evcinleri hepsi aşağıda mutfakta,değilmi?"
"Yani onlarıda dövüştürmmemiz gerektiqini kastediyorsun?"dedi Harry
"Hayır" dedi Ron ciddi ciddi."gitmeleri gerektiğini
söylemeliyiz,bunu kastediyorum.Baska dobbylerde ölsün
istemeyiz değilmi?onlara bizim için ölmeleri emrini
veremeiz"dedi
Hermione'nin kollarından taşan basiliks dişleri tangırdadı.Ron'a koşup
boynuna dolandı ve dudaklarından öptü.ron da tutuĞu dişleri
ve süpürgeyi fırlatarak Hermione'yi karşılladı ve
büyük bir istekle havaya kaldırdı.
"Şimdi sırası mı?"dedi Harry hafifçe ve Ron ile Hermione'nin
birbirlerini daha sıkı sarmaları ve sallanmaları dışında birşey
ollmayınca sesini yükseltti."Hey,orada bir savaş var"
Ron ve Hermione ayrıldılar,kolları birbirlerine hala dolanmıştı
"Biliyorum dostum" dedi kafasına blugger yemiş qibi qörünen Ron"Ama şimdi yada asla değilmi?"
''Boşver,hortkuluktan naber?"dedi Harry"Biz tacı alana kdr öle durmayımı düşünüyorsunuz?"
"Evet- haklısın özür dilerim"dedi Ron ve Hermione pembeleşmiş yanaklarıyla dişleri toplamaya başladı.

---spoiler---

------spoiler alert------

Baska dobbylerde ölsün istemeyiz değilmi? dediğine göre yeni çıkacak filmde olacak olay. çünkü ilk dobby deathly hallows part 1'de öldü. biraz önce izledim. kaçırmadım demek ki.

------spoiler alert------

3üncü filmden sonrasını son iki günde izledim. öpüşme yok. bir elektrik var.

zülfü livaneli - özgürlük'ü hatırlattı bana?

himym'de robin'in eski sevgililerinden biri

özetle

kasımpaşa'da yaşarken her gün pera'nın önünden geçermiş. mini etek giyen kadınları, gece kulüplerini görürmüş. "o pera hayatını yaşamadım tabii ki" demiş geçen sene WSJ'ye "ama bilirim pera'yı" demiş.

guarded'la poor arasında demek oluyor. guarded prognosis hasta iyileşebilir de kötüye de gidebilir demekmiş. poor prognosis hasta büyük ihtimalle kötüleşir demekmiş. bu ikisinin arasında bi yerde guarded to poor.

hasta iyi görünmemekle birlikte, henüz umutsuz vaka da değil, anlamındaymış.

çarkıfeleğin ç'si gibi kullanılıyor.

mother'ın m si olarak algılamışımdır ben hep. çarkıfelek stayla

termal macun, internetten bulabilirsin.

(bkz: termal macun)

Öncekinin artıklarını, kulak temizleme çubuğunu ve saf alkol ile temizleyin diyorlar. Fakat ben ikisini de bulamadım. Böyle çok tozlanmayan kağıt peçeteye, kolonya sürerek temizlemiştim. Hatta bu işlemi aynı gece 3 kere yapmak zorunda kaldım. Bir zararı olmadı. Yani olmadı herhalde...

yok yahu bir şey olmaz. ben bulamayınca kuru kuru kağıt mendille sildiğim de oldu.

termal macunu sürerken dikkat et, jilet gibi incecik sür. cpu yüzeyinde boş bir yer kalmasın.

HTC Desire S

ek: amazon'da fiyatı $480 olarak gözüküyor. avrupada nasıldır bilemem.

motorola defy'a da bakın derim.

samsung galaxy ace

530'a nexus s verelim?

bütçen öok değilse kesinlikle samsung galaxy mini yi öneririm, 3 aydır kullanıyorum mükemmel bi alet

galaxy ace

Cevaplar için teşekkürler, hepsini inceleyeceğim.

%15 gibi bir vergi iadesi de alacağınız düşünülürse (alırken gerekli işlemleri yaptırmayı unutmayın) biraz üstüne samsung galaxy s bile alırsınız.
www.grosbill.com

%15 vergi iadesi neden oluyor? Ne gibi işlemler yaptırmam gerekiyor?

ülkeden ülkeye oran ve prosedürler değişiyor, kısaca avrupa birliği üyesi bir ülkeden alışveriş yapınca eğer alışveriş yaptığınız mağazada vat refund işlemlerini yaptırır ve akabinde avrupa birliği üyesi olmayan bir ülkeye çıkış yaparsanız, döndükten bir süre sonra ödenen value added tax'in (bizdeki kdv) büyük kısmı hesabınıza iade ediliyor. alışveriş yapmadan önce mağazaya sormanız lazım işlemleri yapıp yapmadıklarını. bilhassa elektronik alışverişinde bütün büyük mağazalar yapıyor diye biliyorum.

vat refund + ülke adı diye aratırsanız daha ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
düzeltme: fransa için 12 civarıydı.
(bkz: vat/@lykos)

Çok teşekkür ediyorum, mükemmel bir bilgi oldu bu.

dışarda yemek yiyorsanız coca cola da içebilirsiniz.

coca cola standart bir müslüman için amerika demek, hıristiyanlık demek, kapitalizm demek, dünya sistemi demek, islam karşıtlığı demek. bok atılması normal.

check minus çok güzel demiş.
kapalı kapılar arkasında kimin nasıl yaptığını bilmediğin yemeği yedin ölmedin de kolanın içindeki böcek mi kesecek adamı. ayrıca eğer o tadı o böcek veriyorsa mümkünse biraz daha koysunlar o böcekten.

diyelim ki bu sezon böcek hasadı kötü geçti, coca-cola iflas mı edecek. veya böcek toplamanın maliyeti yüksek olmaz mı?
ama meyan köküne karışan fareler bence de mantıklı.
3 senedir bir damla içmiyorum, yokluğunu da hissetmiyorum.

Coca cola söylendiği gibi pek çok şeyin simgesi olduğu için tepkiler var. Ama o gelen maillere kanmayın, insanlar araştırma zahmetine girmedikleri için yazılanları kontrol etmeden önlerine gelene fwd ediyorlar.
Coca colada böcek kanı yok, bir böceğin kabuğundan elde edilen bir renk maddesi kullanılıyordu, ki bu madde gıda sektöründe başka bir sürü üründe de kullanılıyor (bonibonlar vs. gibi), doğal bir renklendiricidir, dramatize edecek bir durum yok. Kaldı ki son derece pahalı bir renklendirici olduğu için artık kullanılmıyor diye hatırlıyorum. İçinde fosforik asit olduğu için doğal olarak kirlerin bir kısmını çözebiliyor, bunda da şaşılacak bir şey yok. Ama sorun şu, fosforik asit bir inorganik asittir, doğal yollardan tükettiğimiz bir asit değildir ve oldukça güçlüdür, bu nedenle fazla kola tüketmek iyi değildir. Böbrek yetmezliği ve kemik erimesi gibi sorunlara yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Uzun lafın kısası, gelen maillere itibar etmeyin, çok fazla da kola içmeyin.

Merak ediyorsanız böcekten elde edilen renklendirici karmin, böceğin adı da cochineal.

www.thecoca-colacompany.com coca colanın cevapları toplu halde.

yok ya saçmalıktan başka bir şey değil, tamam coca-cola kapitalist bir şirket ama fare boku falan nedir allah aşkına ya.

türkiyede ki üretimlere sadece özütleri geliyo, alkolle çözüp sulandırıp, piyasaya sunuyorlar diye hatırlıyorum (eski antalyada ki üreticisi anlatmıştı bizzat).

Özütte kullanılan bitkilerde de fare de böcek de olabilir. Bunu arındırıyo olabilirlerde ama şu meyve suları, salçalar ve diğer gıda ürünlerin hemen hemen hepsinde geçerli bi durum bu. Şeftalinin kurdu da içinde olduğundan eminim.

Geçen yaz gördüm, tır dorsesine hiçbir önlem almadan sanki toprak atar gibi domates yüklenmişler, doğal olarak altta kalan domateslerinde suyunu yolda dökerek geliyodu. Suriye tırları, malum Urfanın tozlu yolları(üstü açık) ile birlikte o domatesin çamur olduğuna da eminim.Bu da her markette bulabileceğiniz ünlü bir salça markası.
Yani diyeceğim o dur ki ham maddeleri tarıma dayalı,seri üretim ürünlerin içerisinde fare de olabilir, kurtta olabilir, toprak/çamur da olabilir.

İçinde ki boku, fareyi bilerek yemek/içmek daha zevkli.

Nakşibendi tarikati üyesiyim. Coca Cola fanatiğiyim.

htc wildfire kullanıyorum herşeyini çok seviyorum sadece şarj konusunda sıkıntılıyım.

nokia e63.
+ zengin ve iş gören symbian uygulamarı. kullanımı kolay qwerty. kulaklıkla süper ses kalitesi. uzun pil ömrü. sağlamlık.
- kamerası. kalınlığı. ekranının küçüklüğü. düşük ve berbat sesli speaker.
almayı düşündüğüm smartphone: xperia pro.

motorola defy kullanıyorum. suya daldırıyorum çalışıyor. kızlar etkileniyor. daha az paraya daha çok iş yapıyor.

iphone 4, uygulamalarına hastayım, özellikle jailbreak yaptıktan sonra ciddi manada kişiselleştirebilmek mümkün ve telefon bu işlemler sırasında çok az yavaşlıyor. yani tam manada ne istersen ona dönüştürebilirsin telefonu.
tek sorunu: radyo yok

Nexus S'e rakip arıyorsan HTC Sensation ile Samsung Galaxy S II'yi incelemeni öneririm. Ama benim kişisel tavsiyem HTC Sensation olur, yeni arayüzü felan süper olmuş.

wave kullanıyorum. çok memnununm. ama uygulama delisiysen alma derim. diğer tüm özellikler on numara.

nip/tuck aklıma geldi hemen.

how to make it in america

alakasız ama it's always sunny in philadelphia, ve arrested development diyorum.

entourage 24 temmuz.

breaking bad 17 veya 18 temmuz

diğerleri için, kesin olmayabilir ama, şuradan bakabilirsin:
tvcountdown.com

CYE:
08x01, "Season 8, Episode 1" airs on Jul/10/2011

"aynısını yazdım, farklı kelimelerle" diyor.

ayni seyi yazdim ama farkli kelimelerle diyor..

ben şöyle duydum: "i wrote the same. But different words"

izlemedim ama bu sanki

newsroom.mtv.com

bu değil

The Road izle film tamamen gri zaten aradığın bu olsa gerek. Post-apokaliptik bir film kıyamet sonrası hayatta kalmaya çalışan baba ile oğulu anlatıyor. Öyle bitki hayvan falanda yok baya karartır içini :)

buried var tabutta geçiyo. matrix'de güneş yoktu.

biutiful.

+1 buried

tabutun dışında hiç bir yer görünmüyor.

film-noir'lara bak.

catacombs, gerçi korku filmidir ama snu güzeldir :)

bir nebze de olsa "blade runner" var..

das boot

sin city, the spirit, gabriel (2007) aklıma gelenler..

çok az gündüz çekimi var code 46'da.

ya mgmt ya empire of the sun gibi.

empire of the sun - half mast

www.youtube.com

google'a facebook photo time yazmayı denediniz mi?

lmgtfy.com
www.youtube.com

şarkıyı nerden dinliyoruz?

şu anda işteyim, artık sizler fizy falan bakabilirseniz.

this is england, şahane bir film.

dizi olarak da coupling UK, the IT crowd ve black books güzeldir.

shaun of the dead
about a boy
love actually
dear frankie (daha çok iskoç filmidir)

filmlerde romantizm bol olabilir (shaun of the dead hariç) ama yine de güzel filmlerdir.

dizi olarak misfits'i izlemeni öneririm, gerçekten harika bir dizidir.

shaun of the dead i izledim.Gerçekten zevk alıyorum bu filmleri izlerken yahu! :))

Film olarak;
Boy A, In Bruges, Exam

Dizi olarak;
Misfits

layer cake
harry brown

extras , the office UK

hitchiker's guide to the galaxy

Dizi olarak Doctor Who.

layer cake +1, mükemmel bir film.

olmaz, ben diğerlerini izlemedim ama casino royal'den çok keyif aldım.

sorun olmaz.

www.worldcommunitygrid.org adresinden uye oluyorsunuz. eksi sozluk cpu power grubuna uye oluyorsunuz. programi indiriyorsunuz. programi yapilandiriyorsunuz. ayarladiginiz sekle gore (default olarak eskiden ekran koruyucu devreye girdiginde calisiyordu hala oyledir muhtemelen) program calisiyor.

programın amacı sizin bilgisayarınınızn gücünü hayırlı işler için kullanmak.

yaptığınız ayarlara göre işlemcinizi kullanarak çeşitli bilimsel araştırmalar (fight aids at home, help conquer cancer...) için hesaplama gibi bişeyler yapıyor.

Simdi bir tibbi arastirma yaptigimizi dusunelim. Onumuzde kocaman bir problem olsun. Cozumu ise cok ugrastirici olsun. Mesela durumu basitlestirmek adina problemi soyle ozetleyeyim:
Icinde ucten fazla "a" harfi bulunan Turkce kac tane kelime vardir? Bunu bizim iki ciltlik TDK sozlugu, kagit ve kalemle saptamamiz -bir kisi icin- bir yila yakin surer. Ama on iki kisi ugrassa bir ay kadar surede biter dimi? Ayni isi bilgisayara yaptirsak islemci bizden cok cok daha hizli oldugundan bikac saniyede cozer bilgisayar.
Simdi cok cok cok daha buyuk bir problem dusunun. Mesela insanoglunun gen haritasinin cikarilmasi gibi... Bu problemi normal bir pentium islemcili bilgisayar birkac asirda dahi bitiremiyor. O yuzden cok daha fazla islemci gucune ihtiyacimiz var. Bu islem icin hayvani sayida islemciye ve islemci gucune sahip clusterlar ve superbilgisayarlar var. Ama diyelim elli tane superbilgisayar kiraladiniz bir yilligina.. Cok cok cok cok pahaliya malolur, karsilanamaz ucret...
Iste bu tur problemlerin cozumu icn "grid" denen yontem dusunulmus. Tum dunya uzerindeki kisisel bilgisayarlari bu tur islerde kullanabilmenin yolu acilmis. Simdi, isteginiz dogrultusunda siz kendi bilgisayarinizi bu WorldCommunityGrid isimli platforma uye yaparsaniz, makinenize bir program yukluyorsunuz. Bu program ve internet vasitasiyla, WorldCommunityGrid'in cozmeye calistigi o kocaman problemin bir parcasini da (milyonda birini, milyarda birini falan) sizin bilgisayariniza indirip daha sonra offline olarak cozmeye basliyorsunuz. Cozunce de sonucu internetle upload edip yeni kucuk problem parcacigini tekrar indiriyorsunuz cozmek icin...
Her cozdugunuz parcacik size puan kazandiriyor. Hatta takimlar var dunya geneli (eksi sozluk de bir takim) bu takimlardan birine uye olup takiminiza puan kazandirip diger takimlarla sidik yaristirabiliyorsunuz...
Iste boyle... Program sadece siz islemcinizi kullanmadiginizda calisiyor. Dolayisiyla performansinizdan bisey kaybetmiyorsunuz. Sahsen ben 2004-2005 yillarinda desktop makinemi bu is icin 24 saat acik birakirdim. Kaptirmistim kendimi. Sonra da komplo teorileri urettim kendi kendime "ulan ya bu is amerikan hukumetinin bir oyunuysa ve aids, kanser vb. sorunlar icin degil de kendi isleri icin kullaniyorlarsa" diye... Sonra da kaldirdim programi. 6 seneyi gecti hala bana "sizi cok ozledik" anlaminda mesajlar atarlar sagolsunlar...

(bkz: prototype)

ayrica o tur oyunlara (bkz: sandbox) deniyo

just cause var 1 ve 2. bi de polisli bi şey vardı, true crime sanki adı.

true crime diye bişe vardı.
driver 3 de olabilir.

en.wikipedia.org:Open_world_video_games

the saboteur ve godfather 2 tam aradığın oyunlar

you mean sniper elite.

godfather

araba şart değilse assassin's creed serisini öneririm şiddetle.

antivirus'un firewall u varsa o sebep olabilir, aşağıda yeşil tik var mı ?

abin seni kandırıyor kendi bilgisayarına öncelik tanımış.

-bir dost

Tik var.

O anlamaz o işlerden. Bizzat ben kurup, denedim. :)

Yahu ikimiz de aynı modeme kablosuz bağlanıyoruz.

Aynı torrent. :/

aynı torrent'i mi indiriyorsunuz?

Aynı anda indirmiyoruz tabii ki. Ne çok akıllı var bu akşam burada ya. :)

-Acayip kirlendi yahu. Bilmiyorsanız yazmak zorunda değilsiniz. Evet 5 farklı torrentte 5 dakika arayla s,l,r dengesinin bu kadar değişmeyeceğini biliyorum.

abicim aynı anda olsun olmasın fark etmez, 5 dakika arayla açıp açmamanız da fark etmez. bi kere aynı anda aynı torrent işi, hatta aynı anda 2 tane torrent clientinin farklı bilgisayarlardan açık olması bile demek o işin yaş olduğunu gösterir download yapmasalar bile.

5 farklı torrentte 500 er den seed olsa bile sizin buna teknik olarak bağlanabilmeniz mümkün olsa bile iş öyle işlemiyor.



Abinin bilgisayarını kapat deneme yapmak istiyorsan, modemine bi kere kapa aç, düzgün bi torrent bul, mesela big bang theory bugün yayınlandı sayılır onu ekle ve 5 dakika sabret hızını bulması için. extra ayarlara girmiyorum nşa hızını bulacaktır.

ayrıca bilmeyen derken muhattap aldığın kişilere dikkat et.

(port ayarlarının düzgün yapıldığını varsayarak yazdım bunları)

Yardıma ilginize teşekkür ediyorum ancak torrent 101 kısmını geçip çözüme gelebilsek? Port ayarları bilgisayardan bilgisayara fark ediyor mu? Ben modeme açılan portu biliyordum sadece. Bununla beraber ekstra ayarlardan bahsedebilirseniz sevinirim.

şimdik şöyle ki, her bilgisayara ayrı port atayabilirsin, ayrıca bilgisayarların ağdaki iplerini de sabitlemen gerek, port olayı böyle bişey

modeme açılan port derken ? 192.168.x.x den bahsetmiyorsun di mi ?

Portlarda bir sorun yok sanırım ya. Programda öyle söylüyor zaten. Son şans bilgisayarı geri yüklicem sorunsuz bir zamana.

programın söylediğine aldanmamak lazım

masanın karşısından geçen bir zat için, neden bir gazete, göz atmak/okumak için 10 kat daha ilginçtir?/ilgi çekicidir?

Komsunun Yeni Asir'i komsuya Bulvar gorukur... :P

Neden masanın karşısındaki kişinin okuduğu gazete 10 kat daha ilginç gelir insana?

neden bir gazete masa karşısında biri okurken 10 katı kadar daha ilginçtir?

motorola defy var yurtdışından alma imkanınız varsa.

samsung galaxy ace'e de bi bakın

LG P503 de iyi bir alternatif. F/P oranı gayet iyi. 600 lira civarı. android 2.3'e upgrade edilebiliyor. ekranda fena değil ve kibar.

www.hizlial.com

ben de defy veya ace diyorum. desire da olur. milestone da hala iyi telefondur. ha ama imkan varsa atrix al.

@check minus yurt dışından alma imkanım yok malesef şu anda.
@bryan fury defy türkiye'de ne zaman satışa çıkar, fiyatı ne civarda olur?

1-2 yerde gormusler, teknosa olabilir birisi, bi de saturn mu ne o sanırım.

delisiz? kullanım yeri nedir?

uydurma bir kelime sanırım. (bkz: neolojizm)

çılgınsız, çılgın olmayan, delice/çılgınca olmayan gibi anlamları olabilir. nerden geçtiğine de bağlı.

bir yerde görmedim.

ama ingilizce bir diyalogda kullanılabilecek bir kelime gibi geldi bana.

sonra türkçesini düşündüm ama tek kelimeyle karşılayamadım kafamda.

ne olduğunu bilmiyorum ama

www.facebook.com

"yerel işletme" olarak görünüyor :)

bi de bu var.
www.risalaonline.com

aslında çok şey var da öylesine seçtim...

butch.

butch.

Butch daha iyidir hoca. Hem güçlü - kuvvetli, hem de daha soğukkanlı.

vincent.. eğer arabadaki zenci cocuğu bilerek öldürdüyse
yok değilse butch derim ama zed butchun makata duhul etseydi yine vincent derdim

her ahval ve şeraitte butch.

bu mudur?

www.youtube.com

değilse bile into the wild soundtrackinde olma ihtimali yüksek

toulumne olabilir ama mmm demiyor orda ve bir dakikalık. ben biraz daha bakınayım full discography var da :D

society bildiğin gayet bol bol sözü olan bir şarkı.

the wolf da olabilir ama mmm yapmıyor aaaeeee iiiiii yapıyor. kesinlikle into the wild'dadır o şarkı bence de.

linkteki değil de, toulumne adlı parçaya benziyor biraz

guaranteed ?

Society ?

guaranteed'miş, çok teşekkür ederim ! :)

e yanındaki sandalyelerden başka ne farkı var ki normal tenis masasından?

yanılıyor olabilirmiyim bilmiyorum ama,o zaten gerçek bir masa tenisi masası.bu arada düşünce güzelmiş.

@1 haklı, ayaklarını filan diyorsan janjanlı bir sürü bulabilirsin öyle yemek masası gibi tenis masası.

yemek masası gibi masa tenisi masası mı, masa tenisi masası gibi yemek masası mı?

ya ayakları falan daha masamsı, ocanal anladın sen beni..
jameskeenan, yemek masasıyla masa tenisi masasını aynı potada eriten bi masa benim istediğim=)

acikfutbol

bizi ikinci dili ingilice olan insanlar da okuyodur diye yazmıyolar nedense. zaten bi sürü teknik terim var, bi de kimsenin kullanmadığı kelimeler deyimler koyuyolar, süper oluyo. managed the feat ne demek ki şimdi?

engadget cok geyik bir dil kullaniyor, adamlar ciddi ciddi kasmak yerine geyik yapiyolar iste. Amerikan ingilizcesine yabancilik cekiyorsan normaldir. Ornegin Nilay Patel denilen adam yine ornegin iphone da flash destegi olmamasini no flash yerine sans-flash olark anlatir ki artik alameti farikasi olmustur.

tamam esprili bir dille yazıyorlar ama bu kadar anlaşılmaz olması garip geliyor.
e demekki kabahat bende değilmiş.

yok sende değil, yukarıda da denildiği gibi baya sokak ağzıyla yazılıyor bazen. slang kullanımlar çok fazla. ama şöyle düşün ki bence bir ingiliz de gelip ekşi sözlüğü anlamakta güçlük çekebilir türkçe bilse bile. böyle düşünmek lazım.

evet çok sokak ağzı kullanılıyor, gizmodo da böyle. aksi zaten çok sıkıcı olurdu.

adam demiş ki "amerikan uyduları balistik füzeleri beşikten mezara başarıyla takip edebiliyor -çiçeklere para vermenize gerek yok- (burada mezarlıktaki çiçeklere atıfta bulunmuş)

oturup amerikan uyduları balistik füzeleri başlangıç noktasından son noktasına kadar başarıyla takip edebilecek hızda bilmemne yapabiliyo dese biraz daha resmi bi anlatım olur, popular science olur, wired olur.

bilmediğiniz deyimleri urbandictionary'den bakabilirsiniz tavsiye ederim.

before sunrise/before sunset var. romantik. aynı mekanda değil ama sırf diyalog üstünden gidiyor.

sleuth var. aynı mekan, 2 oyuncu. 2 defa çektiler. ikisinde de michael caine var.

tape var. otel odasında geçiyordu.

unknown diye bi film vardı. yeni çıkan liam neeson'ın oynadığı değil. biraz daha eski. hafızasını kaybetmiş elemanlar aynı yerde uyanıyorlardı.

saw var tabi. vahşet.

daha az vahşet frozen var. teleferikte mahsur kalıyo elemanlar. ama bu son ikisinde diyalog o kadar ön planda değil.

www.eksisozluk.com

hiroşima sevgilim

rashomon?

3'ten fazlası takılır bence.

limit 150 euro, sonra vergi ödüyorsunuz. ama 10 tane alırsanız limiti geçmese bile takılabilir.

hmm bi cengaver başardım dese ne sevinirim. :)

Aynı tshirt ten 10 tane takılabilir ama farklı türde ki tshirtler takılmayabilir.... takılabilir de. Bilemedim.

t-shirtler farklı.. ama gümrükteki armut anlar mı bunu? :)

taksim meydandan otobüs kalkar. numarasını hatırlamıyorum ama kocaman sarıyer yazar zaten üstünde. binin ona. ya da metroyla levent'e gidip sarıyer minibüslerine binin. maksat sarıyer merkez'e ulaşmak.

sarıyer'de de maden'den geçen minibüsler var. sarıyer'e girince 3. trafik ışıklarında oluyor, mezarlığa gelmeden. kime sorsan gösterir.

taksim meydan 25 t bin. sarıyer hüseyin kalkavan lisesi (mezarlık) orda in. Yukarı yürü, üst taraflardaysa minibüs geçiyor devamlı.

arada yapıyorum. sadece okumak için giriyorum. yazmayacaksam dön bebeğim yapıp sadece okuyorum yani.

edit: yanlış anlamışım. bir nedende şey olabilir. şimdi birisi sözlük nickini öğrenirse, duyurudaki tüm soru ve cevaplarından bi sürü anlam çıkartabilir. bunu bertaraf etmek için.

@ykyt yok sözlükten bahsetmiyorum. duyurudan bahsediyorum. yani adam yazar ama internet kullanıcısı hesabıyla duyuru açıyor veya cevaplıyor.
dediğim gibi özel konuları anlarım da devamlı kullananları merak ettim.

önce duyuru hesabı açıp yazarlığı sonra kabul edilenler de var.

@check minus
e olsun yazar hesabıyla kullanmak daha iyi değil mi yahu? ha eski cevaplarım da olsun diyenler varsa hesap birleştirme olayı da var zaten. bunu bilmediklerinden mi yani?

bahsettiğin kesinlikle benim. direkt üzerime alındım başlığı görünce.
internet hesabı kullanıyorum nedenine gelince;
yeni yazar oldum, alışkanlık meselesi.
ve bir de itiraf, hesap birleştirme olduğunu şimdi senden öğrendim.

ben de bahsettiklerindenim , bana göre her nick bir yere ait olmalı bu nick burada güzel sözlük nickim sözlükte , yani bu nickin buraya ait anıları var sözlük nickimin oraya ait anıları , karışsın arada kaybolsun istemem.

evet bilmediklerinden. nasıl oluyo?

@check minus
fader'e mesaj atın hesap birleştirmek istiyorum diye.

25 tl mağaza sahibinde 3 gençlerde 2 çırakta yani 25 + 3 = 28 yapar 27 değil aslında bu karışıklık yavşak çırak yüzünden oluyor versene 5 in tamamını

@paintov haklısın onu ben de belirttim ama 3 arkadaştan toplamda 27 tl çıkıyor, 2 tl çırakta, 1 tl nerde, bunun mantığını arıyorum.

"böylece arkdaşların cebinden 9'ar lira yani toplamda 27 tl çıkmış olur. 2 tl'si çırakta olduğuna göre, 29 tl ortada olur, peki 1 tl nerde?"

arkadasların cebinden 27 lira çıktı 2 lira çıkarta 25 mağaza sahibinde , ortada 30 lira yok ki artık 27 lira var.

@iaam peki çırak aldığı 5 tl'yi 1'er lira olarak arkadaşlara dağıttığına göre bunlardan kişi başı 9 tl çıkmış olur. bu da 27 yapar, 2 tl'sini çırak attı cebe, 1 tl'ye noldu, biraz daha açabilir misin?

abi basta 30 lira çıktı bu elemanların cebinden 3 geri girdi kaldı 27 , 25'i mağaza sahibinde 2 si çırakta , senin sorduğun şekilde sorulursa kelime oyunu oluyor bu sebeple sen 30 liraya ulaşmaya çalışıyorsun senin yazdığın yerde yani 27 liranın içinde çırağın 2 lirası da var tersten bakıyorsun olaya.

1 tl falan yok hocam. 9*3=27

buna ya patrondaki 3'ü eklersin 30 olur

ya da çıraktaki 2'yi çıkarırsın indirimli fiyattan 25 olur

30 lira toplandı.

radyo 25 lira.

3 arkadaştan da 25/3 lira çıktı. (25/3)

ceplerinden çıkan, toplamda 5 lira olan diğer paranın 2 lirasını çırak aldı.

böylece 3 arkadaş da toplamda 2 lira olmak üzere çırağa 2/3 lira bahşiş verdi. (2/3)

çırak elinde kalan 3 lirayı 3 arkadaşa 1 er lira vererek paylaştırdı. (3/3)

bu durumda her arkadaştan 28/3 lira para çıkmış oldu. (25/3 + 3/3 = 28/3)

toplayalım;

3 arkadaştan çıkan 28/3 lira 3 kişiden (28/3)x3 = 28 TL
3 arkadaştan çırak için çıkan 2/3 lira 3 kişiden ( 2/3)x3 = 2 TL
toplamda tüm para = 30 TL

yaptığım bu utanç verici işlemden matematikten anladığımı düşünenin alnını karışlarım. bu ilkokul sorusunun bir daha sorulmaması için her şeyi yaparım!!)

@kitty biraz daha açar mısın?

çırak da radyoyu alan üç arkadaştan biridir belki.

matematiğin bittiği an başlığında bir sürü açıklaması var.

o amaçla kullanılmıyor genelde. slip in modelleri koymak için olan aparatı diyorsunuz sanırım. pek uzun ve sıkı değil o.

webtv den 19.90tl

fiyati yazilmis. lakin gecen sezon tum maclari web tvden izlemis biri olarak belirtmeliyim ki sezonun belkide en onemli macini yayinlayamadilar web tv uzerinden sistemleri yogunlugu kaldiramadigindan dolayi. zaten cok iyi calismayan olan sistem bu tarz maclardaki yogunlugu kaldiramiyor hatirlatmakta yarar var.

televizyon'da yaklaşık 40 tl gibi bir fiyatı vardı derbilerin.

abi sabaha kadar çalışıyor olması lazım. kar da etkelemedi zannedersem.

gece sabır ister ama gelir

2 tane var onlardan. bir tanesi istinyepark önünden geçerek yani sahilden gidiyor. onların en sonuncusuna gece 1 gibi binmiştim. bir kere de onlara binecektim. diğeri "boşa bekleme sonuncusu kalktı az önce" demişti.

The Who

the doors

baştan başlayın. beatles, stones tamam da üçlüyü tamamlayın. the who eksik kalmasın. sonra beatles'ı niye sevmediğinizi açıklayın biraz.

^çok tekdüze geliyor.

pearl jam dinle de güzel müziğe yelken aç.

sonra tool'a dön. ordan a perfect circle'a geç.

live diye bir amerikan grup var. ben çok seviyorum ama bazılarına pek hitap etmez sözleri.

tekdüzelik sıkıntı yaratıyorsa hafiften progressive rock'a kayabilirsiniz. saf progressive rock değil de daha "sulandırılmış" gruplardan başlayabilirsiniz, mesela kansas iyidir. ki kansas'ı da zaten classic rock grubu olarak sayabiliriz.

sunu deneyebilirsiniz, buralardan..

www.youtube.com

bu arada yakin zamanda uzaydan mi geldiniz?

klasik rock'a yakın olabilecek ama blues vb. eğilimli grupları dinleyebilirsiniz belki.
led zeppelin, cream, the velvet underground, black sabbath...

beatles için; abbey road albümünü dinleyin. hala tekdüze geliyorsa birkaç defa daha dinleyin.

onun dışında last.fm kullanmanızı tavsiye ederim. sevdiğiniz gruplara benzer öneriler yapar, böyle böyle genişletirsiniz yelpazeyi.

black sabbath

bi de yenilerden isveçli ghost'un opus eponymous adlı albümü, oldschool çok güzel müzik.

Rainbow.
Şis beeeeeen gooone yestıdaayyyy. O' ay didınt keryyyry....

klasik rock dediğin zaman pink floyd ve deep purple'sız olmaz. =) bence sana last.fm çok yararlı gelecektir, sevdiğin grupların benzerlerini hep sitenin önerileriyle hemde kendi araştırmalarınla bulabilirsin. bunu yapmakta çok zevkli bence.

www.lastfm.com.tr

aşağıda yazacaklarımı indirir, beğenir, ardından hepsinin allmusic.com'da 4 ve 5 yıldız almış albümlerini de indirir dinlersen seni en az 2 sene idare ederler. hepsi çok sağlam ve bu işin ehli gruplar. hard rock için konuşuyorum.

(bkz: boston) öneri şarkı: more than a feeling
(bkz: blue oyster cult) öneri şarkılar: astronomy ve burnin for you
(bkz: van halen) öneri şarkılar: jump, pretty woman, ain't talkin bout love
(bkz: alice in chains) öneri şarkılar: nutshell, would
(bkz: kiss) öneri şarkılar: love gun, i was made for lovin you, detroit rock city
(bkz: def leppard) öneri şarkılar: bringin on the heartbreak, lady strange, hysteria
(bkz: metallica) öneri albüm: garage inc. - özellikle yeni kayıtlar (albüm 1)
(bkz: pat benatar) - öneri şarkılar: heartbreaker, love is a battlefield
(bkz: heart) öneri şarkılar: crazy for you, barracuda
(bkz: jimi hendrix) öneri şarkılar: castles made of sand, all along the watchtower
(bkz: velvet revolver) öneri albüm: contraband (neredeyse tüm şarkılar muhteşem)

ve tabii ki (bkz: black sabbath) öneriler: ilk 5 albüm. boş şarkı yok.

Lynyrd Skynyrd
The Allman Brothers Band
ZZ Top

denemekten zarar gelmez :)

parantez içi toplam seeder, parantez dışındaki o an aktif olanlar

toplam seeder ne demek ki? aktif olmayan offline adamı nasıl seeder olarak gösteriyor?

5 leecher - hala indirip download + upload yapanlar
4 seeder - bitmiş ve upload yapanlar

parantez içindeki sayı bağlanma potansiyeliniz bulunan toplam seed sayısı, parantez dışındaki sayı o an bağlandığınız seed sayısı.

montreal haklı

6 yıldır torrent kullanıyorum.
montreal'in dediği doğrudur.

celeron için sesli güldüm editi: 12 yaşındayım :)

stcc, montreal, minus haklı.

edit: the smoke da haklı. ve ben 6 yaşından beri torrent kullanıyorum.

www.openingceremony.us

tam cevaplamıyo ama, burda davulcuyu bilgisayar kullanmadan yukarı taşımıdık diyo yönetmen.

arkadaşlar lütfen bilmeden cevaplamayalım.

kamera steadicam denilen şeyin üzerine oturtup öyle çekilmiş bu görüntü.
steadicam'in kısaca mantığı, kamerayı sarsmadan ilerletmek hareket ettirmek.

daha fazla detaylı bilgi için:
en.wikipedia.org

bunu yapmanin en kolay olmasa da en kesin yollarindan birisi sarsintisiz kamera goruntusu olusturmak icin track noktalari yaratmaktir. bunun icin goruntuyu biraz daha genis aci alip daha sonra fonda yer alan noktalari baz alarak duzlem olusturmak ve goruntuyu o duzleme gore duzeltmek diyebiliriz.

klipten ornekle gidersek yerdeki basamaklari dusunun. burada bir duzlem olusturdunuz cizgi cektiniz. kamerayi merdivenlere gore dik tuttugunuzu varsaydiniz. o vakit merdiven duzlemi sizin duzleminiz olacak. goruntuyu o duzleme gore hareket ettirebilirsiniz montaj programlarinda. bunu yaparken genis aciyla aldiginiz icin bir miktar disaridan kesmek zorunda kalirsiniz sadece.

bunun en guzel orneklerinden birisini cok uzun zaman once kisa filmin tekinde gormustum. filmin adi "1 ad o" idi. onun kamera arkasini bulursaniz gayet guzel anlatiyor eleman.

bu klipte ise muhtemelen steadicam'le yapilmistir.

bunun disinda jimmy jib'le de yapilir. kamera duz tutuldugu icin ve alttan sabit oldugu icin titresim olusmaz. ileriye dogru uzayabildigi icin de hicbir problemle karsilasmadan merdiven tirmanilir, elemanin ardindan bir sure takip edilebilir.

trsck noktalariyla alakasi yok. gayet basit bir olay. steadicam denen sey kameramanin uzerine baglanan bir aparat. suspansiyon sistemi sayesinde hareket ederken kameranin sarsilmamasini saglar. ama cok guclu ve deneyimli bir operatore ihtiyac var.

track point ise composit animasyon icin kullanilir ve boyle bir seyde kullanilmasi gereksiz ve alakasizdir. stabilizing icin kullanilmaz.

ayrica jimijip kullanim anindayken boyu uzatilamaz. oyle birsey yok. kullaniyorum ordan biliyorum.

elbette ve tabii ki steadicam. normal steadicamlar eve bi tane alayım diyeceğiniz fiyatlarda (michael jackson değilseniz) değilken geçen yıllarda arkadaşın bi tanesi ev kullanımı için ucuza (aşağıdaki 91$) steadicam üretmiştir. manfrotto da bunu seri üretime sokup herkesi mutlu etmiştir. tavsiye olunur.

www.amazon.com

önce ekran kartının markasını modelini öğren, driverini indir yükle. resetle makinayı. directx yükle. dene oyunu. takılıyorsa yine ayarlarını falan düşür. yine de takılırsa bilgisayar kaldırmıyor demektir

oyunun başka bi versiyonunda aynaları kapatmak işe yarıyordu.

uyurgezerlik falan var mı? nasıl açıklanır ki bu

bak hâlâ!

serafettinn nickiyle login olmadım, isim yerinde göründükten hemen sonra normal (:/) haline döndü.

şimdi senin nikin noktalama işaretlerinden oluştuğu için database'de bazen böyle kıllıklar yaratıyor olabilir ama neden serafettinn dersen onu bilemem.

caps ekim ayından. yeme bizi.

edit: hatta 4.10.2010

arka taraftan değil duyuru tarihlerinden baktım. "ayarlar geldi"de 27. ve 28. 4.10.2010.

şerafettine şimdi sordum yok öyle bi bağ.

(bkz: şizofreni)

arkaplanı ekim yaında print screenle aldığımda aldığım kişinin (anlaşılan serafettinn'miş kendisi) ekranı duruyordu; ekşi duyuru açıldığında (daha doğrusu tam açılmadan, kendine gelmeden önce) da o tarihin duyurularıyla beraber kendisinin nicki görünüyormuş demek ki.

gizem çözüldü pampalar, dağılabilirsiniz.

tüh be, bi an heyecan yapmıştık tam da.

Ne ayaksın la1 :D

100.000 tl yi peşin ver, ben sana 2 tane en babasından film çekerim.

the new guy

american pie
the girl next door
the new guy


bunların hepsi yıllar önce izlendi arkadaslar baska :D

Kesinlikle superbad
www.imdb.com

She's Out of My League

"...flow" gibi bir şeyden öteye gidemedim. muhtemelen birleşik kelime, ya da orası "flow" bile değil, bilemedim. ilginçtir ki diğer bütün söyledikleri tane tane anlaşılıyor.. acaba başka dilde bir kelime mi ki..

metne de bakınca overflow diye düşünüyorum. ekonomide böyle bir durum var çünkü google ile arayınca...

euro flow olabilir mi?

metnin geneline bakınca da overflow gibi geliyo sanki. overflow+1 diyorum var mı artıran?

overflow olması beklenir ama adam "vulaflo" gibi bişey diyo sanki. fransızca düşününce de over'ın vula'yla alakası yok. bilemedim.

word of law

"world of law" o zaman =) ben de ilk kelimenin sessiz harfle başladığını düşünüyorum zira.

rule of law da olabilir. evet hatta eminim. aksanlı bir r ile başladığı için zor anlaşılıyor.

rule of law +1

ben de rule of law olarak anlıyorum. zira rule fransızlar için zor bi kelime genelde.

beni derin düşüncelere sürükleyen overflow diyen arkadaşlar. metnin geneline bakıp da nasıl overflow diyebiliyorlar hala anlayabilmiş değilim. bi de "a" xxx diyor adam "an" bile değil. ingilizce'de ilk öğretilen şeylerden biri bu :)

1.15 e dayanarak "rule of law"